Yüksek doz Hollywood morfini alanların, İran’a gidilir mi? Ne yapacaksın İran’da? Başka bir yer mi bulamadın gidecek? Asarlar! Keserler! Yargılarına maruz kalarak, İstanbul’daki Tehran Tur’dan 10 Eylül 2016 ( 20 Shahrivar 1395) saat 12:30’daki otobüse biletimizi aldık. ( Burayı kimseyi rencide etmek için yazmadım. Zira ben de yıllardır Hollywood filmi izledim. Aynı doz morfin bende de vardı. Sadece benim yapmak istediğim, artık ülkeleri, insanları onun, bunun gözünden, televizyonlardan değil kendi gözümle görmek ve düşünürken dayatılan kalıplar çerçevesinde değil birinci derece kaynaklardan faydalanmak.) Normalde otobüs fiyatı 35 dolar ama bayram fiyatı 50 dolara geldi.
Ne yalan söyleyeyim, o kadar ön yargıya maruz kalınca, benim de İran hakkında içten içe biraz tereddütlerim vardı. Sırtımızda sırt çantası, elimizde fotoğraf makinesi, aklımızda ise bin bir türlü soru ile Laleli’den yolculuğa başladık.


Türkiye, İran arası otobüs seferleri diğer komşu ülkelere göre biraz daha az. Van’dan Tebriz ve diğer yakın birkaç İran şehirlerine sık sık otobüs var. Van’a sürekli sefer düzenleyen otobüs firmaları dışında 3 otobüs firması İstanbul, Ankara, Trabzon, Erzurum’a gidiyor. Bunların arasında en sık sefer İstanbul’a yapılıyor. Ayrıca İstanbul – Tahran arası otobüs seferleri de var. Bu seferler transit sefer oluyor. Mola yeri hariç hiç bir yerde durmuyorlar. İran otobüsleri 3 koltuktan oluşuyor ve koltuk araları çok fazla. Koltuğun ayaklık kısmını açıp, sırt kısmını geriye yatırınca yataktan hiçbir farkı kalmıyor. Battaniyenin altına girip, evdeki yatak konforunda uyuyarak gidilebiliyor. Tabi bunun için uzun olmamak lazım. 37 (İstanbul – Tebriz), 47 (İstanbul – Tahran) saatlik yolculuk diğer türlü biraz zor olur tabi.

Uzun yolculukların en sevdiğim yanı; ilk otobüse binerken yabancı gözlerle baktığın kişilere, yolculuk sonuna doğru kader arkadaşı gözüyle bakmak. Bence bu kader arkadaşlığının diğer arkadaşlıklara benzemeyen gizli bir güzelliği var.

Otobüste ağırlıklı olarak İranlı Azeri Türkleri, Türkmenler ve az sayıda İranlılar var. Her biri bizim orada oluşumuzdan o kadar memnun ki, biz bir şey istemek için sağa sola bakındığımızda otobüs görevlisinden daha önce bizimle ilgileniyor. Üşüdüğümü görünce kendi battaniyesini verenler, yiyeceklerini paylaşanlar, bize kartlarını verip, bir sorun olursa aramamızı tembihleyenler… Daha neler neler… Otobüste sırt çantalı olarak bizim dışımızda bir de Cihat adında bir arkadaş var. Cihat işi gücü bırakmış ve kendini yollarda bulmuş. Cihat, ilk yurt dışı olarak İran’ı seçmesinin yanında daha birçok yönüyle bizi sürekli şaşırttı. Oldukça güler yüzlü ve samimi biri. Otobüste kalıcı dostluklardan birini de İbrahim Abi ile yaptık. İbrahim Abi Tebriz’de yaşayan Azeri Türkü. İnşaat işinde çalışıyormuş ve Tebriz – İstanbul arası iş nedeniyle sürekli gidip geliyormuş.

10 Eylülü -11 Eylüle bağlayan gece Anadolu’nun bir ucundan diğer ucuna bir mızrak gibi geçip sabah güneşi ile Ağrı’ya ulaştık. Ağı Dağı eteklerinden ilerleyerek öğlen saat 12 civarında Gürbulak Sınır Kapısı’na geldik. İran, Türklerden vize istemiyor ve İran’da kalma süresi 3 ay. Gümrükte hiç bir sıkıntı yaşamadan Gürbulak Sınır Kapısından girip Bazargan Sınır Kapısından çıktık. Çantalarımızı bile sırtımızdan indirmeden direk İran’a geçtik. İranlı polislerin güler yüzü ve kibarlığı, kafamdaki İran polisi profilini yerle bir etti. Hayatımda geçtiğim en rahat sınır oldu.




İran bizden 1 buçuk saat ileride. Ayrıca tarih olarak Şems takvimini kullandıkları için tarih 20 Shahrivar 1395.




Otobüste tam anlamıyla güle oynaya Tebriz’e doğru devam ettik. Akşamüstü bir mola yerinde yemek için durdur. Tabi o zaman para bozdurmamız gerekti. İran’ın resmi para birimi İran Riyali ama halk arasında yaygın kullanılan birim Tümen. Tümen Riyalin bir sıfır atılmış adı. Niye böyle bir uygulama yapıldığını bir kaç kişiye sorsak da onlar da bilmediğini söylediler. Fiyatları sorarken hem riyal hem de tümen cinsinden söylüyorlar hatta Humeyni cinsinden söyleyenler de var. Paraların arkasında Humeyni resmi olduğu için direk Humeyni diye telaffuz ediyorlar. Pek yaygın olmasa da birçok kez duydum. Yani kısaca şöyle: 10000 İran Riyali = 1000 Tümen = 1 Humeyni. Bende bundan sonra yazılarımda tümen olarak yazacağım. Bu arada kur: 1Tl = 10123 İran riyali



Mola yerinde 13 bin Tümene yoğurt, kola, çorba, koca bir pilav ve safranlı tavuk şişten oluşan büyük bir menü yedik. İran’da porsiyonlar gerçek anlamda çok büyük.

Molanın ardından 4 saatlik bir yolculuktan sonra saat 6 gibi Tebriz’e vardık. Fakat Otobüs Tebriz’e girmedi. Bizi otoyolda bıraktı. Biz ne yapmamız gerektiğini bilememenin şaşkınlığı ile bakışırken çevreden yardıma yetiştiler. Bizim için taksi çevirip, pazarlığını yapıp, bizi bindirdiler. Otoyoldan Tebriz’in merkezi olan Ferdosi caddesine 5000 Tümene geldik.

Ferdosi caddesine gelip, taksiden indiğimizde hava tamamen kararmıştı. Caddede, sağlı sollu bir kaç otel gezdik ve Saadat Otelde kalmaya karar verdik. Geceliği 15bin tümene anlaştık. Oteller bizim pansiyonlara benziyor. Biraz bakımsız ama temiz. Buradaki otellerin İki türlü fiyatı var. Bir banyolu bir banyosuz. İnternet bazı otellerde olmayabiliyor. Sormanızda fayda var.


İran’da internet lüks sayıldığı için her yerde bulmanız biraz zor. Bulsanız bile öyle baş döndürücü bir hız beklemeyin çünkü hızı 2G. Genelde otel internetleri vpn ayarlarını değiştirip bütün yasak sitelere girmenizi sağlıyor. İran’daki yasak siteler de youtube, facebook, google……. Liste uzayıp gidiyor.

Otele yerleşip doğrudan kendimizi ışıl ışıl Tebriz sokaklarına attık. Tebriz’in kapalı çarşısı dünyanın en büyük kapalı çarşısıymış. Fakat Tebriz’de o kadar büyük kapalı çarşısı yanında neredeyse bir o kadar da açık çarşı var. O kadar büyük bir alana yayılmış ki hepsini gezmenin imkânı yok. Yerleştiğimiz otelin de bu çarşının tam ortasında olması büyük şans. Akşam 9 gibi ışıl ışıl kalabalık caddesini görünce İran’da ilk şokumu yaşadım. Gençli yaşlısı, kadını erkeği sokaklarda güle oynaya dolaşıyor, alışveriş yapıyor. Bütün dükkânlar süslü püslü rengârenk ışıklandırılmış sanki burası İran değil de başka bir yer. Üstüne sokaktakiler, esnaflar, Tebriz’de herkes Azeri Türkçesi ile konuşuyor.




Gördüğümüz güzellik karşısında 37 saatlik yolculuktan hiç bir yorgunluk kalmadı. Saat 12’ye kadar biz de ortalıkta gezindik. Yanımızdaki dolarların bir kısmını bozdurduk. Bu arada İran’da riyalden sonra en çok kullanılan para dolar ve Türkiye’deki dolar kuruna göre buradaki kur daha yüksek. Giderken biz de bir kaç tavsiyeye uyup yanımıza dolar almıştık. Ayrıca İran’da yabancı kredi kartı ya da banka kartı kullanılmıyor. Tüm tatil parasını yanınızda götürmeniz gerek.
Tebriz’de görülmesi gereken yerlerin listesine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://uzaklardabiryer.com/2017/09/16/tebrizde-gorulmesi-gereken-10-yer/
İşte şimdi biz de kolay tarafından İranı’ı gezmeye başladık.
Sağolasın Yeğenim.
2G internet hızı diyerek haksızlık etmişsiniz. İran Türkiye’den önce 4G internete geçiş yaptı. Sanırım siz hat ayarlarınızı yapmadınız. Ancak internette o kadar sansür var ki, hızın pek bir önemi kalmıyor.
G tam olarak nasıl hesaplanır teknik olarak bilmiyorum. Ben, hat almak için konuştuğumuzda firma yetkilileri dediği için 2G dedim. Haklısınız sansür çok fazla var.