Moldova’nın doğusunda, Ukrayna’nın güney batısında bu güne kadar çoğu kişinin bilmedi bir ülke var. Adı Transdinyester Moldova Cumhuriyeti ( Transnistria Moldavian Republic). İsmi oldukça ilginç. Rumencede “Dinyester Nehrinin Ötesi” anlamına geliyor.

Transdinyester bir de facto ülke. Yani gerçekte var olan ama yasal olarak kabul edilmemiş. Transdinyester Moldova’ya karşı tek taraflı kurulan, yasal olmayan bir ülke. Transdinyester, de jure olarak, yani uluslararası yasalara göre Moldova’da bir bölge. Kuzeyden güneye inen uzun, ince 4000km2lik yüz ölçümüyle oldukça küçük olan Transdinyester’in nüfusu 15 yıl önce yapılan seçimlere göre 555bin. Ülkede yaşayan ağırlıklı olarak Rus ve Moldovalı. Onları takip eden nüfus Ukraynalı ve Bulgar. Az olsalar da ülkede Gagavuz Türkleri de yaşıyor.


Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecinde bağımsızlığını ilan eden Moldova’ya karşı, bağımsızlığını ilan eden Trandinyester, Rus ordusunun da desteğini alarak Moldova’ya karşı silahlı çatışmaya başlatır. Kısa ve kanlı süren bir savaştan sonra bağımsızlığını yeni kazanan Moldova büyük kayıplar verir ve geri çekilir. Böylece 1990 yılında bağımsızlığını ilan eden Transdinyester sınırlarını çizmiş olur. Daha sonra da günümüze kadar Moldova, hiç bir şekilde bölgeye müdahale edemez. Şu anda Uluslararası platformda Moldova’nın görüşmeleri ve özellikle Transdinyester’deki Rus askerlerini çıkartmak için çabaları devam ediyor. Ateşkes halinde olan iki güç arasında hala bir belirsizlik hakim. Transdinyester diğer ülkeler tarafından tanınmak isterken, Moldova’da ülkedeki Rus askerlerini çıkartıp yasal olarak kendi toprağı olan toprakları fiilen de kendi ülkesine katmak istiyor.


Şu an, yine kendisi gibi de facto olan üç ülke dışında Transdinyester’i tanıyan bir ülke yok. O üç ülke de Güney Osetya, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ve Abhazya. Ülkenin Ukrayna ile olan sınırı kapalı. Ülkeye tek giriş yeri Bender’deki Moldova ile arasındaki sınır kapısı.

Tiraspol de de facto olarak Transdinyester’in başkenti, de jure olarak Moldova’nın en büyük ikinci şehri. Ülkede Tiraspol’den başka Bender şehri ve 4 tane ilçe var.

Transdinyester’de 17 ile 35 yaş arası herkes asker sayılıyor. Bunun yanında eğitimli bir ordusu var. Ülkede sıkı bir Sovyet düzeni uygulanıyor. Sosyalizm aleyhinde bir şey söylenmesi büyük suç. Cezası vatandaşlıktan çıkartılıp sınır dışı edilmeye kadar gidiyor. Ülkedeki tüm araziler ve binalar devlete ait. İnşaat sadece devlet tarafından yapılıyor. En son yapılan referanduma göre halkın %99’undan fazlası Rusya’ya bağlanmak istiyor. Her Transdinyester bayrağının yanına bir de Rusya bayrağı asılıyor. En büyük öncüleri de Lenin ve Karl Marx. Bunun yanında dünyanın dört bir yanından sosyalizm hayranları ülkeye yaşamak için geliyor ve vatandaşlık alabiliyor. Ekonomik açıdan kendi ayakları üzerinde duramayan Transdinyester’e her konuda yaptığı yardım gibi maddi konuda da yardımı Rusya tarafından yapılıyor.


Yukarıda yazdıklarımdan dolayı Transdinyester hakkında tehlikeli bir yer izlenimi edinmeyin. Ülke turist kabul ediyor. Herhangi bir vasıta ile Bender sınır kapısından ülkeye giriş yapıp, dilediğiniz gibi gezebiliyorsunuz. Sınır kapısındaki polis size ne kadar kalacağını soruyor. Kalacağınız süre kadar size vize veriyor. Pasaporta mühür vurmuyor onun yerine size küçük bir kağıt veriyor.


Ülkeye girer girmez her şey bir anda değişiyor. Moldova’dan başka bir ülkeye geçtiğinizi hissediyorsunuz. Moldova Bayrakları yerini Transdinyester Bayrağına, latin alfabesi yerini kril alfabesine bırakıyor. Bir anda eski Sovyet Rusya’na girmiş gibi oluyorsunuz. Ayrıca ülkede her asılan Transdinyester bayrağı yanında Rusya bayrağı asma zorunluluğu var.


Transdinyester’in kendine ait bankası, kendi bastığı parası, anayasası, milli marşı ve amblemi var. Hiç bir yerde kredi kartı geçmiyor ve hiç kimse kendi paraları olan Transdinyester Rublesi dışında bir para kabul etmiyor. Özellikle Moldova leyini ellerine almıyorlar. Ley kabul eder misiniz? sorunu duyunca yüzleri ekşiyor ve sertçe reddediyorlar.

Transdinyester’in en turistik şehri Tiraspol. Tiraspol’un kuruluşu M.Ö 600’lü yıllara kadar gidiyor. Zaten ismini de o dönemden alır. Antik Yunanca da Tiraspol’ün anlamı “Dinyester Nehri Şehri” anlamına geliyor. O dönemlerden günümüze kadar bir çok uygarlığın egemenliğine giriyor.


Şehir, içinden kıvrılarak geçen Dinyester Nehri çevresinde gelişir. Merkezi, Strada 25 Octombrie, yani 25 Ekim caddesi ve Suvorov Meydanı. Cadde, sağlı sollu restoranların cafelerin hatta casinoların bulduğunu hareketli ve eğlenceli bir cadde. Suvorov Meydanı da resmi gösterilerin yapıldığı büyük bir meydan. Complexul Anıtı, Zelinsky müzesi, Suvorov anıtı, De Wollant Parkı, Sfantul Gheorghe Şapeli, Tank Anıtı, Yerel Tarih Müzesi, Lenin Anıtı ve Naşterii Domnului Katedrali Suvorov meydanı ve çevresinde bulunuyor.



Şehrin biraz dışına doğru çıkıldıkça Presentation of the Child Jesus Kilisesi, Victory park, Intercession of the Theotokos Kilisesi görülmesi gereken yerler arasında yer alır. Bunların yanında Transdinyester’in en büyük, Moldova’nın en büyüklerinden biri olan konyak fabrikası Tirapol’da yer alıyor. 123 yıllık Kvint konyak fabrikası, konyak yanında şarap ve likör de yapıyor. Fabrika’nın içinde bir de müze var.

