Küçüklü büyüklü, birbirinden güzel onlarca adasıyla adeta adalar cenneti olan Fethiye körfezinde, Göcek’e yakın 12 adalardan oluşan Yassıca Takım adaları hem günübirlik gezmek isteyen turistler hem de mavi tura çıkan denizcilerin uğrak yeri. Bir ucu Fethiye’ye diğer ucu ise Göcek’e kadar uzanan Yassıca adaların en ünlüsü ve şüphesiz en güzeli olanı Göcek’e yaklaşık 5km uzaklıkta bulunan Kaşık Adası. Bunun dışında Domuz ada, Tersane adası, Delikli ada, Kızıl ada diye isimleri uzayıp gidiyor.



Bizim hedefimiz Yassıca Takım Adalarının merkezindeki Kaşık adası. Kaşık adası hem denize girmek hem de kamp kurmak en uygun ada. Normalde Yassıca adalar Fethiye’yenin bir adası olarak bilir ama Kaşık adası Göcek’e oldukça yakın.



Göcek belediye marinasından kanoyu suya indirip sabah dinginliğinde kürek çekmeye başladık. Göcek tam bir tekne cenneti. Hemen hemen hepsi lüks olan tekneler koyun her yerine demirlemiş. Teknede kalanların nüfusu neredeyse Göcek’te yaşayan nüfusundan daha fazla. Adaların kenarlarından yavaş yavaş ilerlerken yanımızdan sürekli yatlar geçti.


Rüzgarın zayıf oluşu ve denizin düz oluşundan dolayı bir buçuk saatte Kaşık adasına ulaştık. Fakat erken saatte ve kısa sürede vardığımız için adaya çıkmadan önce diğer adaların arasında yaklaşık bir saat tur atıp denizin keyfini çıkardık. Fethiye’den gelen büyük tur gemilerinin, denizde yüzen onlarca kişinin, koylarda demir atan teknelerin arasında dolaşmak gerçekten büyük bir zevkti.



Saat 1 civarlarında adaya ayak bastık ve çadırımız kalabalığın ortasına kurduk. Ortasına kurduk çünkü adanın diğer yerlerinde zemin çakıl taşlarından epeyce büyük taşlarla kaplıydı. Ada turu, yüzme şnorkel ile dalış, fotoğraf çekimleri derken saat beş oldu ve Günübirlikçiler adadan ayrıldı. Koca ada ikimize kaldı.




Kamp ateşimizi yakıp sucuğumuzu yedikten sonra çadırlarımıza çekildik. sürekli çevremizde dolaşan tavşan mı? ya da fare mi? o olduğunu anlamadığımız ada canlılarının tacizlerine rağmen güzel bir uyku çektik. Canlılardan yine de şikayetçi olmadık ta ki kokusunu alıp gelmesinler diye su geçirmez çantanın içene koyduğumuz ekmeklere ulaşmak için çantada koca bir delik açtıklarını görene kadar. Çantayı yemekle kalmamışlar meyve torbasındaki meyveleri yemişler.



Eşyalarımızı toplayıp saat 7:30’da kanoyu suya indirip Göcek’e doğru kürek çekmeye başladık. Sabahın hafif serinliği ve denizin dinginliğinde bir buçuk saatlik yolculukla yolculuğumuz sona erdi.





