Odesa’dan çıktığım 4 saatlik Kişinev yolculuğunda Palanca sınır kapısından Moldova’ya giriş yaptım. Palanca sınır kapısı bu güne kadar gördüğüm en ilginç karayolu sınır kapısı oldu. Normalde çıkış yapılacak ülkenin kapısına gelinir, eşyalar alınıp polis kontrolüne gidilir, aramalardan cihazlardan geçilip tekrar minibüse yerleşilir. Yaklaşık 5 dakika yolculuk ile giriş yapılacak ülkenin sınır kapısına gelindiğinde tekrar eşyalar toplanır, minibüsten inilir, polis noktasından geçilir, cihazlardan geçilir ve minibüslere binilip yola devam edilir. Fakat Palanca sınır kapısı Ukrayna ve Moldova’nın ortak sınır kapısı. Geldiğimizde minibüsten kimse minibüsten inmedi. Bir asker geldi pasaportları aldı. Polis noktasına götürdü. Biz minibüste beklerken, önce Ukrayna çıkış işlemlerini yaptı sonra da Moldova giriş işlemlerini yaptı. Sormak istediği sorusu olunca minibüse gelip sordu. Bakmak istediği çanta olursa gelip baktı. En sonunda herkesin pasaportu verildi ve Ukrayna’dan çıkış yapıp Moldova’ya giriş yapmış olduk.

Yol üzerinde çok sık rastlanan İsa Heykelleri

I Love Kişinev
Öğleden sonra Kişinev’e geldiğimde şehrin ilk dikkatimi çeken yanı komşu ülkelerin sakinliği yanında daha hareketli ve biraz daha bakımsız oluşuydu. Bunun yanında 1 milyona yakın nüfusuyla Moldova’nın Başkenti Kişinev Avrupa’da en çok yeşil alana sahip Şehir.

Kişinev

Kişinev

Moldova Lei ( 1TL= 2,85 MDL)
Kişinev’de gelmeden önce yaptığım gidilecek yerler listesi çok uzamadı. Gezilecek yerlerin çoğu Şehrin en büyük bulvarı olan altı şeritli Ştefan Cel Mare Bulvarı çevresinde.

Ştefan Cel Mare Bulvarı

Boğdan Prensi Ştefan Cel Mare
Bulvarın tam ortasında Büyük Millet Meclisi Meydanı var. Meydanda dev bir Hükümet Binası, tam karşısında The Triumphal Arch ve tam hizasında Nativity Katedrali bulunuyor. Hükümet Binasının yanında Ştefan Cel Mare Markı ve parkın meydana bakan köşesinde Ştefan Cel Mare Heykeli bulunuyor. Parkın tam ortasında ise Aleksandr Puşkin heykeli bulunuyor.

Hükümet Binası

The Triumphal Arch

Nativity Katedrali
Hükümet Binasının tam önünde bu güne kadar ilk kez gördüğüm bir anıt var. Monument to the victim of the Soviet Occupation yani Sovyet işgali kurbanları anıtı. Meydanın tam ortasına konulan bu Sovyet işgali kurbanları anıtı oldukça manidar.

Monument to the victim of the Soviet Occupation
Meydanın biraz daha arkalarına gidince gezilmeye değer Moldova Ulusal Etnografya müzesi ve Oldukça heybetli binasına rağmen biraz zorlama olan Moldova Ulusal Tarih müzesi var.

Moldova Ulusal Etnografya Müzesi

Moldova Etnografya Müzesi

Moldova Ulusal Tarih Müzesi
Biraz daha şehrin dışına çıktıkça eskiden su dağıtım yeri olarak kullanılan Water Tower ve yanında etrafında yürüyüş yolu yapılan Valea Morilor Gölü görülmeye değer yerler arasında.

Su kulesi

Valea Morilor Gölü
Kişinev sokakları, merkezi büyük caddeler dışında ara sokaklar oldukça bakımsız, kaldırımlar bozuk. Şehirde asıl insanı heyecanlandıran yer, yerin altı. Sadece Kişinev’de değil neredeyse tüm Moldova’nın altında neredeyse ayrı bir dünya var. Kişinev’de restoranların çoğu ve her köşede rastlayabileceğiniz şarap dükkanları yerin altında. Hepsi de birbirinden güzel.

Yerin altında Moldova mutfağı yapan lüks bir restoran

Mahzenden çevrilmiş bir restoran

Yemek koymayı pek sevmem ama koyamadan edemedim.
Moldova’nın en büyük geçim kaynağı olan Şarap adeta bir kültür haline gelmiş. Şarap severler için bir cennet olan Moldova’ya sırf çevredeki mahzenlerini gezmek için bile gelinir. Bu mahzenlerden en önemlisi ülkenin en büyük şarap üreticisi olan Cricova’nın 100 mt derinliğe inen 120 km uzunluğundaki adete bir şehir olan mahzeni. Bir diğeri de Milestii Mici markasının 2milyon şişe şarabıyla 200km uzunluğundaki dünyanın en büyük şarap mahzeni. Bir başka yazımda detayıyla yazacağım Cricova şarap mahzeni caddeleri, sokakları, sineması, dükkanları ve üretim yerleriyle yerin altında koca bir şehir.

Cricova Şarap Mahzeninin girişi

Yılına göre dizilip saklanan şaraplar
Kişinev’e gelip 2 saatlik uzaklıktaki Tiraspol’a gitmeyi ihmal etmedim. Tiraspol de jure olarak Moldova’da bir şehir, de facto olarak ta Transdinyester Devletinin başkenti. Transdinyester, Moldova topraklarında, Moldova ile Ukrayna arasında tanınmayan bir de facto ülke. Durum oldukça karışık. Ülkeye girerken bildiğimiz koca bir sınır kapısı ve Transdinyester asker ve polisi var. Ben günübirlik vize alarak içeri girdim. Ülkenin her yerinde Transdinyester bayrağı ve yanında Rusya bayrağı asılı. Ülkenin kendi bayrağı, anayasası, milli marşı, parası var. Tiraspol, eski Sovyet şehirlerine benziyor. Bütün tabelalar Rusça. Moldova buraya hiç bir müdahale yapamıyor. Ülkenin tek geçim kaynağı Rusya’dan aldığı yardımlar.

Hükümet Binası ve önündeki Lenin Heykeli

Tiraspol

Tiraspol
Kategoriler:Doğu Avrupa Turu, Genel, Moldova, Sırt Çantası Yazıları