Kano Turu Yazıları 18

Dalyan’a vardığımızda gözle görünen son Yunan adası olan Midilli adasını da gözden kaybetmiştik. Tam karşımızda Bozcaada ve biraz kuzeyinde Gökçeada vardı. Dalyan’da rüzgarı beklediğimiz bir günde biz de Bozcaada’yı gezmeye gittik. Bisiklet kiralayıp ada turu attık. Türkiye’nin 3. adası olan Bozcaada’nın eski adı Tenedos. Bağcılık ve şarapçılığı ile ünlü olan Bozcaada aynı zamanda birbirinden güzel koyları ve mimarisi ile oldukça turist çeken bir ada.

image

image

image

Havanın düzelmesiyle tekrar kürek çekmeye başladık. Sabah erkenden Dalyan’dan çıkıp Bozcaada’yı solumuza alıp Odunluk’un ve Geyikli feribot iskelesinin önünden Kumburnu’nun ucundan geçip Yeniköy’e doğru ilerledik. Büyük bir çimento fabrikası ve önündeki koca gemilerin yanından geçip Yeniköy’e yaklaştık. Yeniköy’e varmadan hemen yakınında Papaz plajını gördük ve çok hoşumuza gitti. O gece Papaz Plajında kaldık. Plajdaki ağaçlar da suyun altı da kumsalı da o kadar güzeldi ki ayrılasımız gelmedi. O gece 5,5 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. Ben hissetmedim ama İrfan toprağın sallanmasını hissetmiş.

image

image

image

image

image

Ertesi gün sabah, havanın yola çıkmaya uygun olup olmadığını çok düşündük. En sonunda dokuz gibi yola çıkmaya karar verdik. 4-5 knot büyüklüğündeki karşı rüzgara kürek çekmeye başladık. Artık Bozcaada da arkamızda kalmıştı. Solumuza Tavşan adasını ve çaprazımıza Gökçeada’yı alıp ilerleyerek Seddülbahir’in önüne gelip Çanakkale Boğazından içeri girdik.

image

image

Elveda Ege… Artık turun ikinci denizi olan Ege’yi de arkamıza bırakıp Çanakkale boğazındaydık. Şehitler Anıtını gördük. Bir süre akıntıya karşı kürek çekerken koşu bandında olduğu gibi yerimizde saydık ama daha sonrasında zorlanarak Kumkale’ye vardık. Akşamüstü saat 7 gibi rüzgar iyice arttı. Bir taraftan rüzgar bir taraftan akıntı bizi biraz zorlasa da Güzelyalı’ya vardık. Güzelyalı’da bizi misafir eden İda Kale Resort Otel’in plajından çıkıp odalarımıza yerleştik.
Denizciler Ege Deniz’inden Boğaza girdiklerinde seyir defterlerine “Çanakkale geçildi” değil “Çanakkale çıkıldı” diye not düşerlermiş. Biz de o akşam seyir defterimize “Çanakkale çıkıldı”diye not düştük. Çünkü “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ”

image

image

image

İda Kale Resort Otelde yağmurdan dolayı iki gün konakladık. Ertesi gün otelden ayrılıp Çanakkale Merkeze doğru kürek çekmeye başladık. Kepez’in ucundaki Sahil güvenlik komutanlığının önünden geçerken Sahil Güvenlik grup komutanlığının haftalık toplantısına denk gelmişiz. Çanakkale sahil güvenlik grup komutanı olan Binbaşı bizi çay içmeye davet etti. Bizden haberi varmış. Bir çok komutanın olduğu çardağın altında oturup sohbet etmeye, çay içmeye başladık. Bize yemek bir şeyler isteyip istemediğimizi, herhangi bir ihtiyacımızın olup olmadığını sordular. Her türlü zor durumda mutlaka aramamızı istediler. Tur boyunca bir çok kez Sahil güvenliğe teşekkür ettim. Çanakkale’de de bir kez daha başta Binbaşım olmak üzere tüm sahil güvenlik teşkilatına ilgi ve desteklerinden dolayı çok teşekkür ederiz.

image

image

Komutanlarımızla vedalaşıp Çanakkale’nin merkezine doğru kürek çekmeye başladık. Bu sefer bizi başka bir sürpriz bekliyordu. Kepez’i geçerken Çanakkale Yelken Okulunun önünde yaşları 8-11 arası geleceğin denizcilerini gördük. Pırpır denilen küçük yelkenleriyle yarışa hazırlanıyorlarmış. Yanlarına yanaşıp sohbet ettik. Onlar bize şaşırdı, biz geleceğin parlak gençlerini gördüğümüze sevindik. Hepsi de çok iyi yelken kullanıyorlardı. Vedalaşıp yola devam ettik.

image

image

Hamidiye tabyasını ve Çanakkale Çayını geçip Çimenlik Kalesine vardık. Burası Çanakkale Boğazının en dar noktası. Bu yüzden bizi akıntı çok olur diye uyarıyorlardı. Biraz çoktu ama dedikleri kadar değildi. Nusret Mayın gemisini  kopyasının önünden geçip marinaya geldiğimizde bizi Çanakkale Görsel Tanıtı  Derneği Başkanı Timur Kara Bey ve gazeteciler karşıladı. Bir süre röportaj verip, çekim yaptık. Dernek Ağustos ayında Troy Airfest isminde havacılık festivali düzenleyecekmiş. Bir süre sohbet ettikten sonra marinaya kanoları bırakıp karşısındaki Akol Otel’e yerleştik. ( Bu arada dönemin Tarsus Belediye Başkanını anmadan olmaz. Yıllarca çürümeye bırakılan Nusret mayın gemisi jilet olmaya gönderilirken gemiye sahipleniyor ve bakım yaptırarak Tarsus’a getiriyor. Şu an Nusret mayın gemisinin aslı  Tarsus’un en güzel yerinde sergilenerek, hakkettiği saygıyı görüyor.)

image

image

image

image

Çanakkale’nin tam merkezinde olan Akol Otel’de iki gece konakladıktan sonra sabah erkenden marinadan ayrıldık. Bu günlerde rüzgar ile çok sorunumuz olmuyor fakat yağmur ve güneş bizi biraz uğraştırıyor. Güneş çıkarsa yakıp kavuruyor, yağmur yağarsa sağanak şeklinde yağıyor. O gün de sıra güneşteydi. Çanakkale’yi geride bırakıp kıyıdan ilerlerken Nara Burnunu geçtik. Burada donanmaya ait büyük bir askeri birlik var. Saat 12 gibi Yapıldak’a vardığımızda sıcaktan erimek üzereydik. Çadırımızı kurup gölgede dinlenmeye çekildik.

image

image

image

image

Ertesi gün saat 6 gibi kürek çekmeye başladık. Sırayla Umurbey’i, Suluca’yı geçerken yine kıyıdan ilerliyorduk. Saat 12 gibi Lapseki’ye varıp kanoları plaja çektik. Artık boğazı neredeyse bitirmiştik. Bizi Çanakkale boğazından korkutmak isteyen çok kişi oldu. Hatta kürek çekmenin imkansız olduğunu söyleyen bile oldu. Biz de sağır tavşan gibi hiç bir şey duymadığımız için Çanakkale Boğazı’nın diğer ucuna vardık. Boğazda hakim akıntı Ege’ye doğru. Fakat boğazın Asya tarafında akıntı çok azalıyor. Bir, Şehitler  Abidesinin önünde bir de Kilitbahir kalesinin orada akıntı artıyor. Fakat kürek çekmek için bir engel yok.

image

image

image

image

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s