Turunç’ta kaldığımız Turunç Resort’tan sabah Yusuf ve Nuray Beyin bizi uğurlamasıyla Turunç’tan ayrıldık. Tam Turunç Koyundan çıkarken sahil güvenlik bize bir sürpriz yaptı. Telefonla bize ulaşıp buluşmak istediklerini söylediler. Biz de Turunç açıklarında Mevlüt Yüzbaşı komutasındaki sahil güvenlik gemisi ile buluştuk. Geminin misafir odasına geçtik. Çerez ve çay ikramı ile sıcak bir sohbete başladık. Mevlüt Yüzbaşı bize Ege Denizi hakkında harita üzerinde brifing verdi. Yaptığımız şeyin ne kadar güzel olduğunu belirtip, sahil güvenliğin Ege Denizinin neresinde olursak olalım yarım saat içinde ulaşacak şekilde donanımlı olduklarını belirtti. Yaklaşık bir saatlik sohbetten sonra hediye olarak şapkalarımızı alıp gemiden ayrıldık. Denizlerimizin yılmaz bekçileri Mevlüt Yüzbaşı, ekibi ve tüm sahil güvenlik teşkilatına sıcak tavırları ve bize verdikleri güvenden dolayı çok teşekkür ederiz.
Ege Denizinde Yunanlılar ile sıcak temas yaşanan bölgelere geldik. Meis ve Rodos adalarında çok bir soru olmuyormuş. Asıl sorun Simi Adası ile başlıyormuş. Fakat yaşanan sıcak temas ile bizim çok bir ilgimiz olmuyor. Biz kıyı şeridinden ayrılmadığımız için haritada çok yakından görünen ada bile bize oldukça uzak mesafede kalıyor.
Sonraki hedefimiz olan Suat Abiye gitmek için Söğütköy’e doğru kürek çektik fakat mesafe biraz uzun olduğu için Simi Adasına doğru uzanan burunda bir kumsalda bir gece konaklamamız gerekti. Akşamüstü geldiğimiz kumsalda çadırımızı kurup erkenden yattık. Söğütköy’e varmak kürek çekmek için erkenden kalkıp Simi’yi solumuza alıp yola devam ettik. Rüzgar 2-3 knot karşımızdan gelse de çok rahatsız edici bir dalga yoktu. Söğütköy’e vardığımızda saat 4’e geliyordu. Söğütköy adaların, burunların arasında kaldığı için çok fazla rüzgar almıyor. Bundan dolayı deniz iyice durgunlaştı. Suat Abinin bizi beklediği yerden karaya çıktık. Kanoları iskeleye bırakıp Suat Abinin evine geçtik. Yetenekli bir aşçı olan Suat Abi bize çok güzel yemekler hazırlamış. Muhteşem yemekler ve konaklama için Suat Abiye çok teşekkür ederiz.
Herkesin hayalindeki şirin bir sahil kasabası olan Söğütköy’den sabah 9 gibi denize açıldık. Adaların arasından, koyların önünden, burunların ucundan geçerek saat 11 gibi Hisarönü körfezine çıktık. Burada rüzgarın azizliğine uğradık. Yandan esen 9knot rüzgar ve oluşturduğu koca dalgaları yararak Dirsek Büküne ulaştık. Bu sularda adalar, yarımadalar, bükler, koylar iç içe geçtiği için yön bulmakta bazen zorlanıyoruz ama karşımıza çıkan manzara bütün sıkıntılarımızı unutturuyor. Dirsek Bükü de tam böyle bir yer. 15 dakika önce dalgaları yararak geçerken insan kendini bir anda durgun suda buluyor. Biz de böyle bir durgun suda bükün ucundaki restorana vardık. Bahçesine çadırımızı kurup kendimizi denize attık.
Hisarönü Körfezindeki dalgaları görünce ertesi sabah Datça Yarımadasına geçmek biraz gözümüzü korkutsa da sabahın erken saatlerinde Datça Yarımadasına doğru kürek çekmeye başladık. Bu güzel bükü arkamızda bıraktığımıza biraz üzülsek de yeni yerler görmenin heyecanı içindeydik. Durgun su ve rüzgarsız bir havada 3 saatte körfezi geçip Aktur’a geldik. Gördüğümüz yerlerden sonra çok da bir güzelliği olmayan Aktur’da erkenden yattık.
Öğlen rüzgarına yakalanmamak için sabah 5te uyanıp Datça’ya doğru kürek çektik. Yarımadayı sağımıza alıp, rüzgar tribünlerinin önünden geçerken vakit öğleye geldi. Datça’ya yaklaştığımızda rüzgara yakalandık. Son 3-4kmyi 5knot karşı rüzgara doğru çektik. Datça’nın koyuna girdiğimizde rüzgar azaldı. 6 saatlik yolculuktan sonra otelin plajına kanoları park edip odaya yerleştiğimizde saat 2’ye geliyordu. Biraz dinlendikten sonra soluğu Eski Datça’da Can Yücel’in mezarında aldık. Önce mezarı ziyaret ettik. Daha sonra Eski Datça sokaklarında dolaşmaya başladık. Can Yücel’in evini ziyaret ettik. Çıkışta bir cafeye oturduk ve orada Datça’nın eski muhtarı olan Orhan abi ile sohbet ettik. Orhan abi Can Yücel’in Datça’ya taşınmasına vesile olan en yakın arkadaşı. Eskiden yeniden yaklaşık bir saat sohbet ettik.
Merhaba. Internet sitenizi yeni inceleme sansi buldum. Ben de kas cirali arasi sisme botla tur yapmayi dusunuyorum. Sizin kanoyu onerir misiniz yoksa 3 kisiligini mi?Kanonuzu hala kullaniyor musunuz?
Kanodan çok memnunuz bunu sebeblerini de yazılarda bol bol yazdım. 2 kişi binecekseniz 3kişilik uygun ama tek kişi için 2 kişilik kano yeter. Evet hala kullanıyorum.