Dalaman’da çadırımızı fark etmeden tam Dalaman havaalanının uçakların iniş rotasının altına kurduğumuz için bütün akşam uçak seslerinden zor uyusak da yine de erkenden kalkıp Sarıgerme’ye doğru kürek çekmeye başladık. Durgun suda yaklaşık üç saat kürek çekip Sarıgerme çayından içeri girip belediyeye ait kamp alanından karaya çıktık. Çıktığımız yer balıkçı barınağı gibi bir yerdi. Çadırımızı kurup dinlenip balıkçılarla sohbet ettik. Hatta bir balıkçı ile akşamüstü 2 saatliğine balıkçılarla ağ atmaya çıktım.
Ertesi gün balıkçılarla vedalaşıp Dalyan’a doğru kürek çekmeye başladık. Burunları bir bir geçerken dağların arasında sıkışmış cennete benzeyen bir kumsal bulduk. Yaklaşık on metrelik kumsalın etekleri gibi uzanan turkuaz renkli denizde bir süre mola verip İztuzu Plajına doğru kürek çektik. Olimpos’tan bu yana bize eşlik eden caretta carettaların sayısı buralarda daha çok arttı.
Dalyan deltasına girdiğimizde saat birdi fakat deltanın içinde kaybolduk, yolumuzu bulduk kamp alanına vardık derken saat beşi buldu. Girip gireceğimize pişman olduk. Kamp alanında çadırımızı kurduk, dinlendik. Kamp alanında yüzme yatışı için gelen Şükrü abi ve kızı Elif ile tanıştık. Akşam muhteşem kaya mezarlarının karşında sohbet ettikten sonra çadırlarımıza döndük.
Ertesi gün bizi bekleyen sürprizden habersiz deltadan kanolara atlayıp denize doğru kürek çektik. O gün Dalyan açık deniz yüzme yarışı varmış. Yanımızdan, yüzücüleri kumsala taşıyan tekne konvoyu geçti. Kenara çekilip video çektik. Daha sonrasında biz de konvoya takılıp yarışın yapılacağı yere gittik. Yarışı beklerken organizasyon ekibi bizim podyuma çağırıp konuşmak istediğini söyledi. Konuşmalarımızı yapıp, fotoğraflar çekip vedalaşıp Ekincik’e kürek çekmeye başladık.
Ekincik’e vardığımızda saat üçe geliyordu. Ekincik kendi halinde mütavazi bir belde. Kıyıdaki belediyeye ait kamp alanında çadırımızı kurup dinlendik.
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=755026981332442&id=230145010487311
Ertesi gün Ekincik’te sabahın köründe kalkıp Turunç’a varmak için kürek çekmeye başladık. Marmaris’in açıklarından geçip Turunç’a vardığımızda saat ikiyi biraz geçiyordu. Marmaris körfezi koylarıyla, burunlarıyla, adaları ile oldukça zengin bir yer. Yol boyunca bizi yelkenliler, sürat tekneleri eşlik etti. Turunç’a vardığımızda Turunç’un en güzel otellerinden biri olan Turunç Resort’un kumsalına yanaşıp, odamıza yerleştik.