Şiraz 2

Şiraz’daki ikinci günümüzde ilk olarak meşhur Persepolis’e gitmek için sabahtan yola çıktık. Şiraz’ın 70 km kuzeyinde olan Persepolis’e gitmenin birçok yolu var. Tur kiralayabiliyorsunuz, taksi tutup gidebiliyorsunuz, Persepolis’e yakın bir şehir olan Mervdeşt’e otobüsle gidip oradan taksiye binebiliyorsunuz. Biz de Mervdeşt’e otobüsle gidip oradan taksi ile Persepolis’e gitmeye karar verdik.

Persepolis’e gitmeden önce yanımızdaki doları bozdurmak için döviz bürosuna uğradık. İran’da riyalden sonraki en değerli para dolar. Türkiye’ye göre kuru daha yüksek. İran’a Türk lirası yerine dolar ile gitmek daha mantıklı. Ayrıca İran’da yabancı kredi kartları ya da banka kartları kullanılmıyor. Yani tüm tatil parasını yanınızda taşımanızda fayda var. Tüm paranın yanınızda olmasında sıkıntı yok çünkü İran’da herhangi bir güvenlik sorunu yok.

Paraları riyale çevirdikten sonra 8 bin tümene taksiye atladık ve Şiraz otogarına geldik. Tam otobüse gidiyorduk bir taksici ile konuşmaya başladık. Bizi Persepolis’e götürmek istedi. Zaten buradaki taksiciler “Hello” dedikten sonra “Persepolis” diyor. Persepolis, Nakşi Rüstem (Nekropolis) ve Nakşi Recep’e gitmek için sıkı bir pazarlık sonunda 50bin tümene anlaştık.

Yaklaşık 45 dakikalık yolculuktan sonra Persepolis’e geldik. Giriş ücreti 20bin tümen. Persepolis, milattan önce 6.yüzyılda Pers Kralı 1. Draius tarafından kurulan bir antik şehir. Kurulduğu dönemde dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan Persepolis, aynı zamanda günümüze kadar korunan en önemli antik şehirlerden biri. İçinde yazlık sarayın, 100 sütunlu sarayın, mezarların, meydanların, tören alanlarının bulunduğu bir şehrin toplam yüz ölçümü 125 bin m2. Şehrin komple tamamlanması 150 yıl sürmüş.

Günümüzde Persepolis’ten çok fazla bir şey kalmamış. Ayakta olan sütunlar, mezarlar kabartmalar, merdivenler ve kapılar günümüze kadar korunmuş.

Yaklaşık iki saat antik kentte dolaştık. Ardından taksiye binip 12 km uzaklıktaki Nakş-ı Rüstem Nekropolis’ine gittik. Giriş ücreti 15bin tümen. Nakş-i Rüstem’de 1. Darius’un, 2. Darius’un, Xerkes’in ve Artaxerkes’in mezarı bulunmaktadır. Dev kayaların içine oyularak yapılan mezarlar insanın başını döndürüyor.

Persepolis ve Nakş-i Rüstem’de çok vakit harcadığımız için Nakş-i Recep’e uğramadan Şiraz’a geri döndük. Vekil Camisinin orada taksiden indik. Dün gidemediğimiz Vekil camisine girecektik fakat 15bin tümen giriş ücreti olduğunu öğrendiğimizde girmekten vazgeçtik. Bir haftadır bütün müzelere, camilere 15 bin – 20 bin tümen vermekten usandık.

Akşamüstü güneş gücünü yitirmesiyle birlikte Vekil bazaar’ı ve Şiraz’ın arka sokaklarını dolaşmaya başladık. Şiraz’ın arka sokakları çok değişik. Yaklaşık iki saat dolaştık. Hava iyice karardığında bir restorana girdik. İran’da en sevdiğim yemek olan, çok değişik olan bir pilav yemeği yedik.

O akşam saat 11’de Orgül ve Hakan ile buluşup beraber otogara gidip oradan Yazd’a geçecektik. O yüzden çantaları otelden alıp Kerim Han Kalesinin yanındaki çimlerde onları beklemeye başladık.

Günlerdir hep otogara gidip rahatça bilet aldığımız için yine otogara gittik. Rahatımız, firmalara gidip bilet sorduğumuzda kötü haberi alınca bozuldu. Yazd’a giden otobüslerin hepsi doluymuş. Boş yer olan en yakın otobüs sabah saatlerinde varmış. Bir anda alternatif yollar düşünmeye başladık. Orgül ile Hakan Baştan biletlerini aldığı için onlar yerine geçti. Biz otogarda bir sağa bir sola bilet sormaya başladık. Aksi halde o gece otogarda kalmak zorunda kalacaktık. İbrahim Tatlıses hayranı bir görevli bizi Yazd’a götürmek için işi gücü bıraktı bizimle ilgilendi. Yazd otobüsü kalkmadan bize yer bulduğunu söyledi. Bulduğu yer otobüsün altındaki şoför yatakhanesiydi. Nermin ilk başta biraz dirense de ben daha önce orada yolculuk yaptığım için ne kadar güzel olduğu konusunda dil dökerek ikna etmeyi başardım. Son dakikada otobüsün altındaki kabine atladık. Bilmeyenlere açıklayayım. Otobüsün altında şoförlerin kaldığı yer koltuklardan daha rahat. Özel kliması, ışığı, telefonu ve geniş bir alanı var. Biz de 6 saatlik yolculuğu yata yata gittik.