Tayland’ı iki kelime ile anlatmak gerekirse harikalar diyarı diyebilirim. Fakat gerekmediği için uzun uzun anlatacağım.
Tayland’ın %95’i Budist geri kalanları ise Müslüman ve Hıristiyan. Coğrafi olarak büyük bir kısmı ana karada olup binlerce adası olan bir ülke. Tropikal kuşakta yer aldığı için yıl boyu hava sıcaklığı ortalaması 30 derece oluyor. Bu kadar güzel adalar böyle uygun hava koşulları ile birleşince tam bir cennet oluyor. Fakat burada yağmur faktörünü atlamamak gerekir ki, yağmuru bol bir ülke.


Belki bana katılmayan olur ama ben Tayland’ı şehirleri açısından, insanları açısından, o mistik atmosferi açısından bakınca tam olarak Türkiye’ye benzettim. Bangkok’un da İstanbul’a benzeyen çok özelliği var. Bangkok, çok fazla tapınak olduğundan dolayı mistik havasından, caddelerindeki kalabalıktan, modern olan ve modern olmayan yüzünden dolayı İstanbul’a çok benziyor. Sahil kesimleri de bizim sahil kesimlerine çok benziyor. Muhteşem doğasının içinde, tamamen turizme bağlı bir hayatlar, çılgın eğlenceler, sakin sessiz köşeler ve hiç bitmeyen aktiviteler ile bizim sahil kesimlerinde ki turistik yerlerin aynısı. İnsanları da Akdeniz insanları gibi çok sıcakkanlı deli dolu insanlar. Çok samimi olanların olduğu gibi dolandırıcısı da var. Tayland’a geldiğinizde batılı turistlerin Türkiye’de karşılaştıkları durumu çok iyi anlıyorsunuz. Fakat iyisiyle kötüsüyle Tayland, insanın ağzına bal çalan bir ülke. İnsanı bol miktarda heyecanlandırıyor, eğlendiriyor, unutamayacağı anlar yaşatıyor ve tekrar gelme planları yaptırıyor.


Tayland deyince akla ilk gelen birbirinden güzel adadır. Dünya çapında haklı bir üne sahip, birbirinden güzel adaları, plajları her kesimden insanın zevkine hitap edecek çeşitlilikte ve çok sayıda. El değmemiş ada isteyene el değmemiş ada, çılgın eğlenceleri, plaj partileri isteyene, en çılgın partilerin olduğu ada, romantik ada isteyene, romantik ada, en güzelinden mevcut. Adaların yanında, tropikal ikliminden olayı bize çok farklı gelen ormanları, gölleri, dağları Tayland’ı görmemiz için başlı başına büyük bir neden.



Tayland’a gitmeden önce benim aklımda iki önyargı vardı. Birincisi çok ucuz olması, ikincisi ise özellikle Bangkok’un tehlikeli bir yer olması. İki düşüncem de tam tersi çıktı. Tayland’a genel anlamda ucuz bir ülke diyebiliriz fakat anlatılanlar kadar çok ucuz bir ülke değil. İkinci olarak; Bangkok, kesinlikle tehlikeli bir yer değil. Tek sorun yankesicilik. Biraz dikkatli olarak bu sorunu da ortadan kaldırabilirsiniz.
Tayland’dan bahsederken meyve konusuna değinmeden olmaz. Meyveleri, özellikle tropikal meyveleri seviyorsanız, Tayland’da gitmek için bir nedeniniz daha oldu. Muz, ananas, hindistan cevizi, salak, mango, hint ayvası, mamey, bacuri, duku, safou, ejderha meyvesi, yıldız meyvesi, karpuz, kavun, ekmek meyvesi, guava, papaya, mangosteen ve birçok çeşit meyveyi burada bol bol yemek mümkün. Ayrıca bunların suyunu ve kokteylini içebilir, reçelini de bol miktarda yiyebilirsiniz.


Sonuç olarak; Tayland’ın dünya çapındaki ünü boşuna değil. Oraya hayran kalan milyonlarca insana ben de eklendim. Benim de ağzıma bal çaldı ve ilk bulduğum fırsatta tekrar Tayland’a gitmek istiyorum ve oraya gitmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.


