Bu gün şnorkel alıp, akşama kadar denizde yüzme planım var. On gibi gözümü açar açmaz şnorkel almaya çarşıya gittim. Ortalıkta dolaşırken deli gibi yağmur başladı. Benim şnorkel işi yalan oldu. Ortalıkta dolanmaya, adanın sağını solunu keşfe çıktım.


Saat dört gibi yağmur dindi ve güneş kendini bulutların arkasından gösterdi. Şnorkel alıp doğru denize koştum. Bir baktım deniz yok olmuş. Dolunay olduğu günlerde Ton Sai koyunda değil de hemen karşısındaki Loh Dalum koyunda gel-git çok fark ediliyor. Deniz onlarca metre çekiliyor. Kaçabilen deniz canlısı kaçıyor, kaçamayan kabak gibi açıkta kalıyor.



Neyse ben de onlarca metre yürüyüp denize ulaştım. Şnorkel alıp almamak ta çok kararsızdım. Sığ denizde ne olur? Su çok berrak olmadığından dibi görünür mü? Soruları, beni az kalsın şnorkel aldırmaktan vazgeçirecekti. Ne olursa olsun alayım dedim ve ne kadar haklı olduğumu suya atlayınca anladım. İki karış suda bu kadar mı güzel balık olur? Her renkten her çeşitten balıklar, mercanlar, beni görünce kapanan midyeler inanılmaz bir manzara. Su altında fotoğraf çekebilen teknolojide bir makinem olmadığı için sadece tarif edebiliyorum. Size tavsiyem böyle bir tropikal adaya gelince hemen bir şnorkel alın ve denizden hiç çıkmayın.
Yaklaşık iki saat denizde rengarenk balıklarla yüzdüm. Biraz da deniz kabuğu topladım. Hava kararmaya başlayınca sudan çıkıp, üstümü değiştirip hemen ertesi gün için tam gün adanın her yerini dolaşan ve şnorkel ile dalış yapacağım bir tur almaya gittim. 600 bahta turu aldım.


Yorgunluktan saat dokuz olmadan yattım.

Ertesi sabah yağmurlu bir güne uyandık. dokuzda tur acentesinin oraya gittim. Beni oradan aldılar yürüyerek teknenin yanına gittik. Pilav, soğuk et sote ve ananas reçelinden oluşan kahvaltımızı yaptık ve denize açıldık. Yağmur hala devam ediyor. Başta turun iptal olup, olmayacağından şüphelerim vardı fakat hava oldukça sıcak ve bütün tekneler müşterileri kapmış tura çıkıyorlardı.


Yağmur yağıyor fakat deniz çok sakin. Zaten ne olursa olsun bu manzarayı sanırım çok bir şey bozamaz. 4 ada, 3 plaj, 5 koy, 3 resif ve bir de mağara dolaştık. Her yer birbirinden güzel. Bir taraftan denize girip çıktığımdan, diğer taraftan yağmurdan her yer ıslak. O yüzden çok fazla fotoğraf çekemedim. Suyun altı, en az üstü kadar güzel. Resifleri anlatmakta zaten kelimeler yetmez. O balıklar, o deniz canlıları inanılmaz. Sanki çok güzel bir tuzlu su akvaryumuna dalış yapmışım gibi. Her yerde bir değişik canlı. Kaçmıyorlar da. Bir ekmek uzattım, hepsi etrafıma toplandı. Elimi bile yemeye çalışan şaşkın balıklar vardı. Saatlerce suyun içinde yüzmeme rağmen doyamadım.


Dolaştığımız yerlerden en güzel ada Bamboo Adasıydı. İnsan o manzaranın içinde olduğuna inanamıyor. En güzel plaj ise Maya Plajı. Maya Plajı dar hilal şeklinde. Bembeyaz kumu ve yemyeşil denizi büyük kaya dağları çevrelemiş.



Phi Phi iki adadan oluşuyor. Birincisi herkesin kaldığı, yerleşim olan Phi Phi Don, ikincisi yerleşim olmayan, daha küçük ve bakir olan Phi Phi Lay. Maya plajı da Phi Phi Lay’ın arka tarafında saklanmış dünyanın en güzel plajlarından biri. Günü birlik geziliyor. Bir kaç baraka var. Sanırım o da burada yaşayan bir kaç görevlinin. Bu arada Maya plajına girmek için 100 baht ödeniyor. Fakat bu plaj girişinde kuyruğa girmekle olmuyor. Acenteye gemiye binmeden veriliyor.


Saat 6 gibi limana yanaştığımızda yağmur yeni dinmişti. Guesthouse’a gidip üstümü başımı değiştirip. Dışarı çıktım. Ertesi gün için Bangkok bileti aldım. 15:30’da Phi Phi’den Krabi’ye feribotla 300 bahta bir bilet, Krabi’den 17:30’a Bangkok için 500 bahta ayrı bir bilet ile yolculuk yapacağım. (Hatırlatma 1 tl =15 baht). Bangkok’ta sabah altıda olacağım. Cennet adalardan kalabalık şehre gitmek ne kadar kötü olur bilmiyorum ama Bangkok da çok görmek istediğim yerlerden biri.


Bilet işini tamamladıktan sonra sıra masaj işine geldi. Normalde ben masajı fazla sevmem, daha doğrusu, masaj da pehlivan gibi vıcık vıcık yağlanmayı sevmem. O yüzden bir tarafım hep masajdan kaçtı. En son Boracay’da masajdan sonra günlerce o yağ kokusundan kurtulamamıştım. Eee Tayland’a gelmişim masaj yaptırmadan dönsem de ayıp olur.
Masaj çeşitlerini incelerken gerçek Thai masajının yağsız yapıldığını öğrendim. Hemen masaj yatağına yattım. 250 bahta bir saat Thai masajı. Thai masajı, bizim alıştığımız masajlardan daha çok güreşe benziyor. Değişik hareketlerle bir saat masörle boğuştuk. Bu masaj tam benlikmiş. Gerçekten güzel geldi.

Masajdan sonra da güzel bir uyku iyi gitti.