Sabah erkenden denize gitmek için erken kalkayım dedim kalkamadım. Denize gitmem 10’u buldu. Gezi rotasında adalar kısmına geldik. Sanırım ben de ada insanı havasına girdim ve tembelleştim. Ada tam anlamıyla mükemmel, diyecek hiç bir şeyim yok fakat sanırım bana gezelim görelim öğrenelim kısmı daha eğlenceli geliyor.




Denizden sonra duş alıp düştüm yollara. Dediğim gibi ada küçük o yüzden her plajı bir günde gezeceğim yoksa ada hemen bitecek. Bu gün gittiğim ada hemen White Beach’in arkasında yani adanın doğusunda kalan ikinci büyük plajı olan Bulabog Beach. Bu plaj biraz bakir kalmış. Plaj pis ve denizin rengi sararmış. Aklıma her elli metrede denize uzanan büyük boruların kanalizasyonla bir ilgisi varmış gibi geliyor ama tam emin değilim. Boruların ağızları biraz sarı ama koku yok.

Bu nokta da buraya gelmek isteyenlere bir uyarı yapayım. Kalmak istediği mekanı çok iyi seçmeleri gerek. Burada para değil biraz şans ve tecrübe işin içine giriyor. Çünkü burada çok fazla inşaat var. Bir sabah odanızı dikizleyen inşaat işçileri ile ya da matkap ve çekiç sesleri ile uyanabilirsiniz. Bunun dışında burada gelir durumu düşük yer ile lüks yer iç içe geçmiş. Otelin her tarafını işsiz güçsüz gençler çevirebilir. Benim tavsiyem White Beach’in 1. ve 2. İstasyonundan şaşmayın. Bu iki yerde her türlü zevke hitap eden dükkanlar oteller var.







Madem söz Boracay’ın öteki yüzüne geldi. Şunları da yazmam gerekir. Boracay’da sokak satıcısından kaçış yok. Yolda yürürken masajcılar, deniz aktiviteleri satıcıları, restoran önünde bekleyenler, su geçirmez kap satıcıları peşinizi bırakmıyor. Beş metrede bir illaki biri yanınıza gelir. Hele bir de yüz verdiniz mi o zaman yapışır. Kumsalda ise inci satıcıları, kuruyemiş satıcıları, yelken kiralayanlar peşinizi bırakmaz. Denize girerim kurtulurum diye düşürseniz, yanılırsınız, orada da sörfçüler sörf tahtası kiralamak için peşinizi bırakmaz.


Şunu da eklemeden geçmeyeyim. Bazı bölümlerinde dilenciler ve yerlerde yatan aç çocuklar var. Hatta dün gece yanlışlıkla yolda yatan fazla esmer bir çocuğun üstüne basıyordum son anda gördüm çocuğu. Şehirlerin ya da ülkelerin gelişip gelişmediğini gösteren her türlü fotoğrafı çekerim yayınlarım ama yerlerde uyuyan aç çocukların ya da iki büklüm kıvrılıp dilenen yaşlıların fotoğrafını hayatta çekmem de yayımlamam da.


Akşamüstü bir şezlongda, elimde bira, kulağımda müzik,değmeyin benim keyfime. Güneşi batırdıktan sonra Boracay gecelerine devam.