Tren sabah 9 gibi Şanghay’a geldi. Şanghay’da oldukça gelişmiş metro ağı var. Hazırlıklarım tamam. Metroya binip en işlek caddesi olan Nainjing caddesine gideceğim. Oralarda birçok hostel var.



İlk gittiğim hostel kapalıymış. Bir hostel tarifi istedim. İkinci gittiğim hostele yerleştim. Adı Mintown, fiyatı 60 yuan. Çok değişik bir hostel. Dört katlı otel gibi. Son derece temiz. Her türlü odası var. Lobisi, kafesi, bilardo salonu falan var. Şimdiye kadar gördüğüm en değişik hostel.

Dün akşam çok rahat bir yolculuk yaptığım için son derece dinçim. Odaya yerleştikten sonra çıkıp Şanghay sokaklarına karıştım. Fakat bu gün çok fazla yürümek istemiyorum.

Şanghay, 17 milyon nüfusu ile Çin’in ve dünyanın en büyük şehirlerinden biri. Çin’in doğusunda Sarı Deniz ile Doğu Çin Denizinin birleştiği bir noktada. Şanghay’da tam 3000 adet gökdelen var. Merkezdeki en büyük caddesi olan Nanjing Caddesinden, şehrin ortasından geçen Huangpu nehrine doğru yürüyünce hayatınızda nadir göreceğiniz bir manzara size sürpriz yapıyor. Bund denilen nehir kenarındaki gezi yoluna çıkıyorsunuz. Karşınızda onlarca gökdelen duruyor. Manzaraya alışmak için bir süre şaşkın gözlerle gökdelenlere bakıyorsunuz.




Ben de bir süre manzarayı seyrettikten sonra Bund’da yürüdüm. Gözün görebileceği her yer gökdelen. Oradan gezi tüneli dedikleri bir tünel gördüm. Tünel girişini balıklarla süslemişler. Tünel nehrin öbür tarafına alttan geçiyor. Gidiş geliş 70 yuan. Bende camdan bir tünel ve suyun altını görebileceğimi sandım fakat alakası yokmuş. Bildiğin metro gibi bir şey. Karşıya metro ile geçseydim 3-5 yuana geçerdim. Neyse öğrenmiş olduk. Nehrin karşı tarafında gökdelenlerin dibinde ve kıyı şeridinde biraz yürüdükten sonra tekrar geri geldim.





Bu gün fazla yürümeyecektim ama yine saatlerce yürüdüm. Saat dört oldu. Nanjing caddesine geri döndüm. Hostele gitmeden Şanghay’ın en meşhur meydanı People’s Meydanına doğru ilerledim.
Nanjing caddesinde yürümek bir konuda beni çok sıktı. Yaklaşık 100 metrede bir kadın pazarlamacıları sürekli yanıma gelip masaj isteyip istemediğimi soruyor. Hayırdan da anlamıyorlar. Sülük gibi yapışıyorlar. Bir tane kadına çok kötü bağırdım. Peşimi bıraktı. Ama abartısız bu gün elliye yakın kişi sordu bana. Tam sağa sola bakınıp fotoğraf çekeceğim. Pat diye biri yapışıyor. Lady, lady masaj, masaj…


Upuzun caddede insan denizinin içinde People’s Meydanına gittim. Ve hostele geri döndüm.

Bu gün 2 kişi fotoğraf çektirmek istedi, 4 kişi benimle tanışmak istedi, artiste benzediğimi söyledi. Bir kaçıyla konuştum. Neden herkes bana böyle diyor diye sordum. Keramet gözlerimde ve saçımdaymış. Vay be Türkiye’de bu ilginin binde birini görmedim.

Ertesi sabah altı gibi uyandım. Kalktım bir şeyler yazdım. Vücudum bir buçuk ay sonra ilk defa sinyal vermeye başladı. Bir kaç gündür çok fazla yürüdüğüm için sağ ayak bileğimin arkası ağrımaya başladı. İki gündür hafif ağrıyordu. Geçer diye bekledim fakat geçmedi. O yüzden bu gün ve yarın yavaş tempo yürüyeceğim.
Bu gün bir kaç nokta belirledim. Öncelikle dün tam gezemediğim People’s Parkı ve People’s Meydanına yürüyerek gittim. Benim kaldığım Nanjing Caddesine çok yakın. Park, şehir kalabalığın içinde bir vaha gibi kalmış. Şehir yoğunluğunda kafa dinlemek isteyenler için çok güzel bir yer. Devasal parklara alıştığım için burası biraz küçük geldi bana. Oradan yürüyerek People’s meydanı gittim. Meydanın büyüklüğünü Çin’e ve Şanghay’a yakıştıramadım. Antalya’daki Cumhuriyet meydanından bile küçük. Gökdelenlerde, caddelerde büyüklükte sınır tanımayan Çinliler bu meydanı nasıl bu kadar küçük yapmışlar anlamadım.


Meydanın çevresinde Şanghay müzesi, Şanghay büyük tiyatrosu, Şanghay Exhibition Center ve bol miktarda gökdelen var. Şanghay’da gökdelen sadece nehrin karşısındaki Pudong bölgesinde değil komple şehrin her yerinde var. Neredeyse her çekilen fotoğraf karesine illaki bir gökdelen giriyor.





Nehrin karşısındaki Pudong bölgesine daha sonra metro ile gidip gezeceğim. ilk durağım Jing’an Tapınağı metro durağı dibindeki Jing’an Tapınağı.
Jing’an Tapınağı, Şanghay’ın en önemli tapınaklarından biri. Şanghay’ın hızla değişen yüzü tam anlamıyla tapınağı boğmuş. Tapınağın çevresini gökdelenler kaplamış. Çevresinden geçen yollarda araba kornaları ve kaldırımlarda son derece şık mağazalar, tapınakta çok fazla dingin bir hava bırakmamış.




Tapınaktan sonra metro ile Yuyuan Park metro istasyonun yanındaki Yuyuan mahallesine geldim. Burası en eski dar sokaklı Şanghay mahallesiymiş. Zamanında yerli halkın bile gitmekten çekindiği tehlikeli bir yermiş. Fakat sonradan restorasyon ile turizme açılmış. Gerçekten çok güzel bir yer. Çok farklı bir atmosferi var. Sokak satıcıları, restoranlar, eski Çin evleri büyük bir kalabalığı buraya çekmiş. Sokakların arasında o kalabalıkta Yuyuan Parkını bulursanız şanslısınız. Ben de o şanslılar arasındaydım. Çok zorlanmadan kimseye sormadan parkı buldum.



Yuyuan Parkı, 1500lü yıllarda Çin hanedanlığı tarafından yapılmış. Gerçekten Şanghay’da görülmeye değer nadir yerlerden biri. Şanghay’ın ve aynı zamanda Çin’in o dönemlerden kalan en büyük ve en güzel parkı.



Parkın içine girer girmez kayalar karşılıyor. Kayaların arasından geçerek göletlere, dönemin kendine has binalarına gidiyorsunuz. Her taraf yeşillik ve her taraf gölet dolu. Göletin içindede devasal boyutlarda Japon balıklar var. Kalabalık Şanghay’da bu kadar dingin ve huzurlu bir manzara karşısında dinlenmek, dolaşmak gerçekten çok hoş.



Parktan çıkıp tekrar eski Şanghay sokaklarına karışıyorum. Yürüyerek Bund’a gidip oradan hostele geçeceğim. Çok fazla yürümeyeyim diyorum yollara düşünce yine kendimi tutamayıp bol bol yürüyorum.
Yürürken burada da sokak ortasında yemek satılan yeri buldum. Şanghay’ın deniz mahsulleri meşhurmuş. Sokakta her yerde deniz mahsulleri satılıyor. Pekin’dekiler ızgara yapıyorlardı, burada yağda yapıyorlar. Kokuları ve suları yemeyi baya bir güçleştiriyor. Burada bir şey yemedim.








Oradan meşhur Bund’a geliyorum. Bu gün hayatımda görmediğim kadar gökdelen gördüm. Bund boyunca manzarayı seyredip hostele döndüm.




Şanghay’da çok eskilerden kalma fazla bir yer yok. Zaten Şanghay’ın bu kadar büyümesi çok eskilere dayanmıyor. Şanghay’da gökdelen manzarası, Nanjing Caddesi, Yuyuan Parkı ve Mahallesi ve Ji’ang Tapınağı ve kalabalık caddeleri dışında çok fazla bir yer yok.