İki günlük yolculuktan sonra akşam erken yattığım için sabah erkenden kalktım. Pekin’de gezmek için ilk günüm. Yorucu bir gün beni bekliyor.
İlk olarak Lenin’deki gibi öldükten sonra mumyalayıp Tian an men meydanında mozolede sergilenen Mao’yu görmeye gittim.

Mao Zedon Çin Halk Cumhuriyetini kuran lider. Aynı zamanda komünist parti başkanı ve Çin’e komünizmi getiren lider. Çinlilerin en büyük kahramanı. Mozolesi Tian an men meydanının tam ortasında ve devasal büyüklükte. Yaklaşık 2kmlik kuyruğa girmeden önce görevliler beni çantamı bırakmam konusunda uyardı. Çanta emanet kuyruğuna girdim. Fotoğraf makinesini ve çantayı bırakıp 2 kmlik kuyruğa girdim. Kuyruk adımlama hızında ilerliyor. Neyse köşeyi döndük. Binanın içinde bir kontrolden daha geçtik. Binaya girince çiçekleri arasında koltuğunda oturan Mao heykeli karşılıyor. Kuyrukta çiçek alan Çinliler çiçeklerini buraya bırakıyor. Her yer çiçek dolu. Oradan adımlama hızıyla devam ettik. Mao’nun mumyasının bulunduğu odaya girdik. Mumya aynı Lenin’in yattığı pozisyonda yatıyor. Görevliler hiç bir şekilde durdurmuyor. Saygıdan eğilen Çinileri bile ilerlemesi için dürtüklüyorlar. Oradan hemen çıkıp gidiyoruz.

Mao’nun mozolesinde kendimi çok garip hissettim. Her yer polis ve askerler dolu. Sürekli bir komut verme durumu. Pasaportları hazırla, yürü, dur. Aslında 1.5 milyar insan başka idare edilmez ama yine çok abartı geliyor bana. Gezi dışında başka konulara girmek istemiyorum ama parmaklarımın ucuna geliyor. Ben yine de bir iki cümle yazayım hazır parmaklarımın ucuna gelmiş. Sonu izm ile biten her şey insanın öz değerlerini bozuyor. İnsanı insanlıktan çıkartıyor.
Mao’nun mozolesinden sonra yasak şehre doğru ilerledim. Etraf o kadar kalabalık ki anlatamam. Belki sırf Tian an men Meydanı çevresinde yüz binlerce kişi vardır. Bu kadar turist bir anda Antalya merkeze gelse herhalde şehir alarm durumuna geçer.


Kontrol noktalarından geçerek yasak şehir geldim. Yasak şehre girişte 30 tane gişe var ve hepsinde kuyruk var. Burada insandan bol bir şey yok. 60 yuana aldım bileti. Girişte bir kontrol daha bir kuyruk daha derken kendimi attım yasak şehre.
Yasak şehir videosu:




Yasak şehir, Çin hanedanlığının sonuna kadar kullandığı Çin imparatorluk sarayıdır. Pekin’in tam ortasında Tian an men meydanında bulunur. Yaklaşık 500 yıl kullanılmış. 1400 lü yılların başında inşa edilen saray kompleksi, 720 bin m2 alanı ile 8707 odası ve 980 yapısı ile dünyanın en büyük saray kompleksi. En son dönem herkesin, Son İmparator filminden hatırlayacağı 3 yaşında tahta geçen imparator Puyi yaşamış.





İmparator Puyi amcasının ölümü ile 3 yaşında imparator oldu. Daha sonra 1911 devrimi ile tahtan indirildi ama sarayda yani yasak şehirde yaşamasına izin verildi. Yıllar sonra İmparatorluk kalkınca Puyi normal bir vatandaş sayıldı ve yasak şehirden çıkışına izin verildi. En sonunda ise bir sıradan vatandaş gibi bir botanik bahçesinde makine onarım atölyesinde çalışarak hayatını sürdürdü.


Gerçekten saray çok ama çok büyük. Bu gün altı saat boyunca gezdim ama tam olarak bitiremedim. Yasak şehrin içinde, adı üstünde bir şehir de olması gereken her şey var. Başta imparatorluk binaları, karşıma yerleri, tören binaları, imparatorun yakınlarının yaşama yerleri, hizmetkarların kalacak yerleri, yiyecek yerler, parklar, bahçeler, sokaklar, tapınaklar var.
Yasak Şehir videosu:


Gerçekten gezilmeye değer bir yer. Mekan büyük olduğu için içine kafeterya ve dinlenme alanları koymuşlar. Ayrıca bol miktarda hediyelik eşya dükkanı var.
Oradan çıktım. Oldukça yoruldum. Tian an men meydanına geri dönmek için yürürken, Pekin’in meşhur caddesi olan Wangfusing caddesine uğradım. Ama cadde kilometrelerce uzunluğunda bir kısmını gezdim. Daracık sokaklara, kalabalık sokaklara girdim. Her türlü böcü börtü satan sokağa girdim. Burada çeşit çeşit böcek var. Çekirge, akrep, denizatı, ahtapot, örümcek vb. Tabi ki hemen böcek yemedim. Kuzu etinden yapılan çöp şiş ve patates yedim. Böcek yemeyi ilerleyen günlere saklıyorum.







Oradan tekrar meydana doğru yürüdüm. Yürürken, dün dolandırıldığımı anladım. Çünkü bir bayan geldi benimle arkadaş olmak istedi. Bayrak seremoni olduğunu ama ondan önce bir yerde çay içebileceğimizi söyledi. O zaman jeton düştü. Meğer burada dolandırma tekniği buymuş. Bir yere götürüp hesabı şişirip ödetmek. Vay be Çin’de insanlar bile Çin malı. Tabi ki maymun gözünü açtı. Kabul etmedim. Çok fazla moralimi bozmadım. Yeter ki gezinin en kötü anısı bu olsun.
Meydan da bayrak seremonisini izledim. Seremoni dedikleri de bayrağın indirilmesiymiş. Bayrak indi. Koca meydanı boşalttılar. Canım meydan bomboş kaldı. Polisler, askerler koyun sürüsü yönlendirir gibi kışkışlayarak herkesi meydandan çıkarttı.

Bu gün de iki kişi fotoğraf çekinmek istedi.
Hostele doğru yürümeye başladım. Giderken, Çin seddi turu aldım. Yarın sabah 7:30 da tur başlıyor ve akşam altıya kadar gezeceğiz. O yüzden bu gün gece dinlenmem lazım bekle beni Çin Seddi.