Pekin 19/09/2014

Sabah gözümü açtığımda otobüs duruyordu ve hava karanlıktı. Otobüs mola yerinde durmuştur diye biraz daha uyudum. Daha sonra baktım otobüs aynı yerinde duruyor. Etrafımdakilere baktım herkes uyuyor. Saat daha beş. Vurdum kafayı olayı çözmeye çalıştım. Arkaya baktım. Arkadakiler yok. Sonra önden biri daha gidiyor. Ortalıkta ne şoför var ne de muavin. Bir adama durduğumuz yerin Pekin olup olmadığını sordum. Pekin’deymişiz. Havanın biraz aydınlanmasını bekledim. Hava aydınlandı ama bu arada otobüste iki kişi kaldık. Bende formula bir aracı kabininden çıkıp, ayakkabıları giyip otobüsten indim. Etrafa bakındım. Ne meyve haline benziyor, ne otogara benziyor, ne de pazar pazarına benziyor, daha önce gördüğüm hiç bir yere benzemiyor. Saat sekiz. Ortalık kalabalık. Herkes ortalıkta mal taşıyor. Bir sağa gidiyorum, bir sola. Kimse İngilizce bilmiyor. Otogar girişi diye tahmin ettiğim yer. Kıyafet satan bir iş hanıymış. Bir süre ortalıkta dolandım. Millete Tian an men Meydanı diyorum kimse anlamıyor. Üç tekerlekli bir bisiklete bindim. Beni inanılmaz pis kokan ara sokaklardan geçerek bir otobüs durağına götürdü. 5 yuan ona verdim. Kadının dediği otobüse bindim. Otobüs beni, sonradan öğrendim, huzur tapınağına götürdü. Orada artık taksi çevirdim. Taksilerin hiç biri beni almadı. Nasıl bir yer burası. Kültür şokunu yavaş yavaş iliklerime hissetmeye başladım. Durdum her taksiciyi çevirmeye başladım. Taksiciler beni taksiye almamakta kararlı. Başka hiç bir şansım yok. Bilmiyorum beni alan kaçıncı konuştuğum taksiciydi. Bir tanesine bindim ve bu sefer gerçekten Tian an men meydanına geldim. 23 yuan da ona verdim.

Pekin
Pekin
Pekin
Pekin

Ben şok haldeyim. O tarafa gideyim diyorum orası uçsuz bucaksız cadde, buraya gideyim diyorum burası uçsuz bucaksız meydan. Normalde ben bir şehre gitmeden bir yer ayırtmıyorum. Şehre inip, şehrin tam ortasına gidiyorum. Orada şehrin en kalabalık yerinde en işlek caddesinde bir sürü hostel oluyor. Burada şehrin meydanına geldim. Kalabalık var ama büyük alanlarda kalabalık var. Yerleşim yeri yok ortalıkta. Tabelalardan hiç bir şey anlaşılmıyor. Kiril alfabesinin gözünü seveyim. Zorlansam da okuyabiliyordum. Çinceyi anlamanın en ufak bir imkanı yok.

Meydan inanılmaz büyük. Ortalık felaket kalabalık. İnternet bulup tam yerimi öğreneceğim. Mc donalds a girdim. İnternet yok. Kfc’ye girdim. İnternet yok.

Başladım yürümeye. Turist information buldum. Hem harita aldım hem de sırt çantasını koydum. Biraz daha rahatlamıştım.

Hostel ararken yanlışla yasak şehre girdim. Oradan çıkana kadar iki saat geçti.

Pekin
Pekin

Oradan çıktım başka yerlere bakayım derken tam beş saat geçti ve sonunda filmlerde dar kalabalık Çin sokaklarının olduğu merkezde güzel bir hostel buldum. Hemen gidip çantamı aldım ve biraz dinlendim. Bu arada hava 28°. Gürcistan’da çantanın altına attığım şortları tişörtleri tekrar çıkarttım. Öğlen bir gibi şort tişört sandalet çıktım Pekin sokaklarına.

Tian An Men Meydanı
Tian An Men Meydanı
Qianmen caddesi
Qianmen caddesi
Qianmen caddesi
Qianmen caddesi
Ara sokak
Ara sokak

Sonrasın da dar ve kalabalık ara sokaklarında yürümeye başladım. Sokaklar, insanlar, ürünler, yiyecekler inanılmaz değişik. Bir yandan kulaklarımda Çince konuşmalar çınlıyor, diğer taraftan burnuma pis kokular geliyot.

Meydana giriş kapısı
Meydana giriş kapısı
Benim kaldığım sokak
Benim kaldığım sokak
Şekerci
Şekerci

Burada insanlar benimle fotoğraf çekinmek istiyor. Pat diye bakıyorum birisi koluma girmiş, arkadaşı da karşıdan fotoğraf çekiyor. Bana bakıp bakıp gülenleri ve uzaktan çaktırmadan çekenleri saymıyorum bile. Arkadaşı yanıma yanaşıyor. Elinde makine olanda çaktırmadan beni de karenin içine alıyor. Bir kaç defa çaktırmadım. Çaktırdıklarım utanıp kaçıştı. Hostel bulmadan önce biraz gergindim pek yüz vermedim ama öğleden sonra keyfim yerine gelince iki kişiyle fotoğraf çekindim. Ne yapsam acaba burada bir albüm falan mı çıkarsam. 🙂

Daha sonra Tian an men meydanına gittim. Tian an men meydanı, dünyanın en büyük meydanı sıfatının yanına 1989 yılında öğrenci yürüyüşünde binlerce kişinin katledildiği meydan sıfatının da eklendiği devasal büyüklükteki bir meydan.

Meydan ve ben
Meydan ve ben
Kalabalık
Kalabalık
Her yirmi metrede bu askerlerden var.
Her yirmi metrede bu askerlerden var.

Meydanda ve çevresinde o kadar çok güvenlik kontrolü var ki, tam 9 defa güvenlik noktasından geçtim. Güvenlik noktası da öyle kıytırık bir nokta da değil. Bütün çantalara teker teker bakıyorlar, bütün suları açıp kokluyorlar. Tam bir işkence. Bizim hava alanı kontrollerinden daha beter.

Pekin’de her yerde polis ve asker bekliyor. Hepsi de gergin, asık suratlı. Sanki Pekin’i kaçıracağız. Burada kendimi CIA ajanı gibi hissediyorum

meydan
Meydan

Bu arada Çin’de binlerce internet sitesi gibi Facebook, Google ve Youtube da yasak. Kendi internet siteme girebiliyorum ama bir yazı yazdırmıyor. Fazla da ayarlarıyla oynamak istemedim. Gps çalışmıyor. Bir kaç kişiye sordum. Facebook’un ne olduğunu bile bilmiyorlar üstüne bir de Çin’de internetin çok iyi olduğunu savunuyorlar. Tamam Facebook’u bilmek zorunda değiller. Kimse bu sebepten ötürü eleştirilemez fakat benim burada vurgulamak istediğim, dünya çapında bu kadar yaygın olan bir şeyin yasak olduğunu dahi bilmemeleri.

Tia an men meydanında genç bir Çinli benimle tanışmak istedi. Şanghay’da doktormuş. Ayak üstü bütün sorularımı sordum. Beni kahve içmeye çağırdı. Gittik filmlerdeki gibi bir kafenin içinden geçip arkada kapalı küçük bir odaya oturduk. Ben hafiften huylanmaya başladım. Bira söyledik. Yok çayın da tadına bak, yok sakenin tadına bak diyerek bir sürü şey içtik. Baktım hesap geldi. 1000 yuan hesabı bana geçirdi. Kitlendim. Bir şey diyemedim. Bende para yok falan dedi ama neyse beterin beteri var. Bu da gelecekmiş başımıza. Bu arada çayları bir şeye benzemiyor ama pirinçten yapılan sakinin tadı gerçekten çok güzel.

Çay bira saki
Çay bira saki

Biraz daha meydanda dolaşıp Hostele döndüm. Şansıma buradaki hostelde çok güzel. 6 kişilik oda 70 yuan. Sezon sonu olduğu için de kimse yok. Odada bir hırvat kız var o kadar.

Hostelim
Hostelim
Hostelin içi
Hostelin içi

Akşam biraz Kosta Rika’lı çocukla sohbet ettim. Yazımı yazıp yattım.

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s