Kazan’da bol bol gezinin bundan sonraki rotasını düşündük. Hava durumunu, Rusya’dan çıkmam gereken günü, yol tahminini, bilet fiyatlarını komple bütün detaylarını inceledik. Sonuç olarak önüme tren ile 68 saatlik, uçsuz bucaksız bir Sibirya yolculuğu çıktı. (3 gün)
O gün öğlene doğru uyandık. Direk bilet almaya garip bir yere gittik. Tren biletinin detayları şöyle; 3 eylülde yani çarşamba gece yarısı ( 12yi geçince 4 eylül oluyor. Bu sefer dikkatliyim:)) 01:00(TS) da tren kalkıyor. 6 eylül cumartesi akşam 21:53 (TS) de İrkutsk’da olacağım. Ama ben orada olduğumda 7 Eylül sabaha karşı saat 04:00’ü yaşayacağım. Yani Türkiye’den 6 saat ileri. Örneğin Türkiye’de sabah 8’de herkes uyanmaya başlayınca, İrkuts’da öğleden sonra saat 2 oluyor.( umarım ben de yanlış hesaplamamışımdır. Ben de karıştırıyorum arada. Neyse biletin fotosunu atıyorum zaten:))

Rusya ve diğer 7 ülkenin tren biletlerini incelemek için http://www.raildude.com sayfasına bakabilirsiniz. Kesinlikle bütün bilgileri doğru. Hatta isteyenler için benim trenim, 082NA Moskova-Pekin treni. Bu numara ile bütün yolculuk detaylarını görebilirsiniz. Velhasıl 68 saatlik yolcuğun biletini aldık. Hem de 5363 rubleye. Otobüse hiç bakmadım. Uçak taraftarı olmasam da uçağa da bir göz attım. Uçak 13 saat ve fiyat olarak tam iki katı.
Bu arada, Kazan – İrkutsk yolculuğu ile 27 saatlik otobüs yolculuğu (Antalya-Ağrı) rekorumu bu tren yolculuğu ile kırmış olacağım.
Bilet aldıktan sonra şehir merkezine giderken yapım halindeki zafer parkına uğradık. İkinci dünya savaşından kalan tankların, uçakların sergilendiği park tamamlanınca gezilmeye değer bir yer olacak.
Daha sonra Bauman caddesinin karşına denk gelen Saint Petersburg caddesini gezdik. Aralardan sağ sol yaparak, Kazanka Nehrinin yanından yürüyüşe devam ettik. Burada nehirler Türkiye’deki gibi şehri transit geçmiyor. Dört bir koldan kıvrılıyor, adacıklar yapıyor. Yani şehrin her tarafında Kazanka nehri ile karşılaşabiliyorsunuz. Biz de Kazanka’nın bir kolunun çevesinde yürüyüş yaptık.






Yürüyüş yaptığımız yerler genelde Tatarların ağırlıklı yaşadığı bölgeler. Kazan’ın bu bölgesinde daha çok cami, yöresel Tatar kıyafetli insanlar ve Tatar restoranları mevcut. Hatta büyük bir kapalı çarşıya benzer pazarları var. Oraya gittik fakat biz gittiğimizde saat biraz geç olduğu için tezgahların çoğu kapanmıştı. Açık olanlarda kapanıyordu.


Orada Metin’lerle buluşup Bauman’da bir Türk restoranı olan Lale kafeye gittik. Adının kafe olduğuna bakmayın her çeşit Türk yemeği bulunuyor. Güzel bir lahmacun yedik.

Video






Sonrasında, Rusya’nın en büyük kafe zinciri olan Şokolatte’ye oturduk. Kahvelerimizi içtikten sonra eve döndük.
Ertesi gün öğleden sonra dışarı çıktık. Hava biraz yağmurlu ve soğuktu. Çok fazla dışarıda kalmak istemedik. Üç günlük yolculuk için yiyecek içecek alışverişi yapmak ve kapalı alanda gezmek için Kaldığımız yerin yakınında bir AVM’ye gittik. Saatlerce dolaştık. Bu arada ilk kıyafet alışverişimi yaptım. Havalar daha da soğuyacak ve bende mont yoktu. Bir tane polar mont aldım. Umarım Çin’in güneyine kadar beni idare eder.
Şu an bir kafede oturduk. Yazımı tamamlamaya çalışıyorum. Biraz sonra çıkıp yiyecek erzağı alıcaz. Daha sonra biraz daha Kazan’da gezeriz. En sonunda ver elini Sibirya. Bu üç günlük yolculukta bol bol yazı yazacağım kesin ama ne kadarını yayımlayabilirim bilmiyorum.
Kazan’dan giderken son olarak Ahmet’e, Metin’e ve arkadaşlarına, beni Kazan’da kendi yerimmiş gibi hissettirdikleri ve sadece turistlerin göreceği yerler dışında güzel yerleri gezdirdikleri için sonsuz teşekkürlerimi sunarım.