“İşte gidiyorum. Bir şey demeden, arkamı dönmeden, şikayet etmeden
Hiç bir şey almadan, bir şeyler vermeden, yol ayrılmış görmeden gidiyorum.”

Rahmetli Kazım Koyuncu’nun gidişi kadar dramatik bir gidiş olmasa da her gidişte bir hüzün vardır. Hele bir de yol uzaklara bir yere gidiyorsa benim ki gibi yol heyecanını hüzün bulutları kaplar. Ama ben yanıma başta ailem olmak üzere tüm dostlarımın, arkadaşlarımın desteklerini ve iyi dileklerini aldım. O yüzden hüzün bulutları çabuk dağılacak.


Fazla edebiyat yapmadan konuya geliyorum. Bir buçuk sene üzerinde çalıştığım, genelde çevremdekilerin kuşkuyla baktığı, zaman zaman bana bile imkansız görünen tur, Seher’in, babamın ve son dakikada yetişen Sema’nın uğurlaması ile başladı.

İlk ve Türkiye’deki tek durak olan Trabzon’a doğru ilerliyorum şu an. Önümde 20 saatlik bir yolculuk var
Onuuuuur takipteyiz:))))
Selam kardeşim. Bu güzel paylaşımlarını severek okudum. Paylaştığın her bir bilgi ve tecrübe bana gezilerimde rehberlik edecektir. saygılarımı sunarım.