Suluada, Adrasan ile Gelidonya arasında Akdeniz’de ender bulunan beyaz kumsallı bir doğa harikası. Çok fazla bilinen bir ada olmamasına rağmen bilinen çoğu yerden daha güzel ve gizemli. Durum böyle olunca kanoyu atlayıp keşfe gitmek için yola koyulduk.
Adrasan’da hazırlıklarımızı tamamlayıp kano ile yola çıktık. Google haritasında yaptığım plana göre yaklaşık 10kmlik bir yolculuktan sonra adaya ulaşacağız.
Akşamüstü yola çıktığımız için güneş çok fazla rahatsız etmedi. İlk burnu döndükten sonra rüzgarı karşımıza alıp biraz zorlansak da nefes kesici bir manzara karşısında halimizden oldukça memnunduk. Sağımızda uzanan dağları, masmavi koyları keşfetmenin sevinciyle son sürat adaya doğru ilerledik.
Ve ada karşımızda… İlk başta biraz uzak göründü tabi ama yılmak yok 🙂
Biz kafa rüzgarı ile kürekleri çekerken, rüzgarı arkasına alan yelkenlinin yanımızdan süzülerek geçmesini ister istemez kıskandık.
Suluada… Fotoğrafı çektiğimizde Nüfusu 0 olan adanın, o gece nüfusu 2 oldu.
Yorgun bir şekilde adaya varıp yerleştik. Kumu o kadar güzel ki, bir yorgunluğu unutup kayalardan fotoğraf çekindik, çevreyi keşfe çıktık, denize girdik.
Bir de şansımıza dolunay vardı.
Biz yorgunluktan bittik artık uyuyalım derken gecenin yeni başladığının farkında değildik. Adrasan’dan gelen bir gezi teknesi sahile yanaştı. Olimpos’taki Salinas Pansiyonun sahibi Konur abi misafirlerine ve personeline sürpriz yapmış Suluada’ya getirmiş. Bizim ateşi de görünce yanımıza geldiler. Hepsi bir birinden eğlenceli, samimi yaklaşık 15 kişi ile ateşimizi paylaştık. 2 saat sohbet ettik.
Neşeli sohbetin ardından misafirlerimizi uğurladık ve yattık.
Sabah, sağlam bir rüzgar ile uyandık. Hava durumuna göre rüzgar 2’ye kadar devam edecekti. Biz de öğlene kadar dün akşamın yorgunluğunu çıkartık. Bir o gölgede bir bu gölgede uyuduk.
Saat bir gibi rüzgar biraz azaldığında adanın etrafında bir tur atıp dönmek için yola koyulduk. Söylenenlere göre adada şifalı bir tatlı su kaynağı varmış. Ada ismini de oradan almış. Onu bulmak için yola çıktık. Bütün adanın çevresini dolaşmamıza rağmen tatlı su kaynağını bulamadık.
Ada’da, birisi kuzeyde diğeri orta kısmının batısında olmak üzere 2 adet plaj var. orta kısmından aşağı doğru küçüklü büyüklü bir çok mağara var. Bir de adanın ortasında diğer tarafa geçilen bir tünel var.
Sulaada kano ile keşfedilmek için muhteşem bir yer. Fakat Adrasan’dan adaya gelme konusunda dikkatli olunması gerek. Adrasan, konum itibari ile açık deniz hava olaylarından etkilenen bir burun. Bunun yanında 3-4 km açıktaki adaya gitmek için biraz daha açılmak gerekiyor. Denizdeki rüzgar tahminlerini dikkatli incelemek ve Anakara ile ada arasında kalan kısımdaki akıntılara karşı dikkatli olunması gerekir.
Video: